28 Aralık 2013 Cumartesi

chai tea latte




                        -|Aşk bir kızın,değeri elmaslarla ölçülemeyecek servetidir.
                           Ya seninkinin değeri nedir?
Ruhuma paldır küldür girmeye çalışanlara karşı zerrece özveride bulunmamak,
duygularımı böylelerinin önünde açığa vurmamak için son çarem olduğunu anlamıştım.
Yanında oturan erkeğin,bir başkasının alabileceğini bilen bir kadın onu sevebilir mi?
        *dahasıda var;
Sizler iyice bayağılaşmışsınız.
Şaşırmış durumdaydım.Ama şaşkınlığıma karşın gerçekler açıkca sırıtıyordu.Hem de olanca çirkinliğiyle. Istediğin biçime sokmak için nasılda bu denli az söz,bu denli ucuz masumluk sahnesi yeterli geldi? Doğrular batmalı,batmıyorsa önyargılığın çöpüsündür.
* Dedim ya,insanlarsa daima hapsetti aşkı yaza,yazlar bitti aşklar bitti.
    Peki şimdi bütün bir ömrü toplasan,yazlar ömrün kaçta biri?
\ne eksikse sen tamamla,son derece yorgunum,çok uykum var öp beni.
      Ve kimi ruhlar evvelden aşinadır birbirlerine.







291213|ec.

8 Aralık 2013 Pazar

little trust


  -/  Dibinde bir ejderhanın yaşadığı bilinen bir kuyuya inecek bir kahraman bulmak, muhakkak ki, dibinde ne olduğu hiç bilinmeyen bir kuyuya inmek cesaretini gösterecek bir insan bulmaktan daha kolaydır. '' 
                 Sabahattin Ali| kürk mantolu madonna.
 |birden kozam filan kalmamıştı.Hiç bu kadar güvensiz hissetmemiştim.
Çocukken yabancılarla konuşmamamız,sokakta koşmamamız,
      ateşle oynamamamız öğütlendi.
      Ama büyüdükçe hep güvenli olmak,yaşamın bize sunduklarını tecrübe etmemizi engelleyebilir.
 *Risk almazsanız hiç yaşama fırsatınız olmaz.Bunun eğlencesi nerede?
Aşkta güvende hissetmek istersiniz.
Öyle hissetmelisiniz de./ama bir aşık olarak tehlikeden kaçınmak yerine ona koşmalısınız.
\kız eksik gelmişti,aldırmamaya çalıştı.
Gerçek kimliklerine ulaşabilmeleri için,birbirlerinden vazgeçmek zorunda olduklarını biliyorlar.  
Bazı insanlar sırları ve doğru şeyi yapmak istedikleri arasında kalır.
Fakat dönüp kaderimizle yüzleştiğimizde yetmediklerini görürüz.
        /-Hayatta iki çeşit trajedi vardır; sessizlik ve yalnızlık.
        en soylu varlıklar bile ruhunun derinliklerinde bilirler gerçeğin var olduğunu,sündükçe sünen doğrudur bu.Gitme diyebilecek kadar güçlü olmalıdır insan,bırakmayıda öğrenmelidir aynı zamanda.
 `Her uykusuzun kendine ait teorilerle dolu bir evreni vardır.İcinde hic bir misafir bulundurmayan bir evren!Yasarken ölmeyi,ölerek yasamayı sadece uykusuzlar bilir.Gözlerinin altında biriken her kücük torba gördükleri hayallerle doludur.O her torbada ayrı bir hayal saklıdır uyanıkken görülen.Gercek dünyayı kücümsemek hatta reddetmekse kendiliginden gelir.Yatagı olmayan insanların birilerini dinleyecek kadar sabrı yoktur cünkü.İnsanın kendine verebilecegi en acılı cezadır uykusuzluk.
bir insanın soylu biri olduğu ötekilerden hoşlanmayışından, onlarla birlikte olmaktansa yalnızlığı tercih edişinden anlaşılır./A.Schopenhauer
           Ve ;
                 o seni nereden kıracağını çok iyi biliyordu, yüzünü ayağına kadar nasıl düşürmesi gerektiğini de..bu yüzden hiçbir şeyi, yanlışlıkla yapmadı..


91213|ec.

2 Aralık 2013 Pazartesi

Devotion



       -/artik pek duymadığımız sözcük hakkında,fedakârlık;
Modern bir kelime oldugunu söyleyemem.
İnsanlar fedakârlık kelimesini duyduğunda,kendilerinden bir şey alınacağını düşünerek korkuyorlar.
Onsuz yaşayamayacağı bir seyden vazgeçeceklerini.
Onlara göre fedakârlık her şeye sahip olabilecegimiz bir dünyada kaybetmek demek.\bence gercek fedakârlik bir zaferdir.
              Çünkü;çok sevdiğiniz bir şeyi veya birisini,özgür iradenizle,canınızdan çok sevdiğiniz birisi için vazgeçmenizi gerektirir.
Yalan söylemeyeceğim,bu bir;kumardır.
Kaybetmenin verdiği acıyı uzaklaştırmaz ama karamsarlığa karşı savaşı kazanır.
Hayatımız da tüm değer verdiğimiz şeylerin,ışığını soluklaştıran karamsarlık.
|-yaşadığımız uzun süre boyunca,aynı kanı paylaştıklarımızla sonsuza dek bağlı olduğumuza inandım.*o bağ bizim en büyuk gücümüz ya da en büyük pişmanlığımız olabilir.Talihsiz gerçekler oldum olası aklımdan çıkmıyor.Bu bağ bize çok büyük güç verir- ama o güçle gelen şeyleride kabullenmemiz gerekir.
Bize koşulsuz sevmek gibi bir sorumluluk yükler,*özür olmaksızın.
Bu bağdan asla feragât edemeyiz,
  zora koşulsa bile.
  bu bağ bizi besler,bizi güçlü kılar.
O güç olmadan,hiçbir şeyimiz olamaz.
Çoçukluk doğumdan belli bir yaşa kadar sürmez,çocukluk büyür;belli şeyler yapmayı bırakır.Çocukluk kimsenin ölmediği bir krallıktır.
   Her türlü mutluluk,sahip olamadığından daha iyidir senin için.*
Ama ölümleri olur zaferlerin,öpüşürken yok olan ateşle barut gibi tıpkı.
Hala bizden yanayken,
 -yoksa kaybederiz şansımızı,herşeyden önemlisi.
Ne de olsa farklı ırklardandılar.
"İnsan haklı olduğunu bile bile de kaçar.Bu kadar haklı oldugu halde,böylesine haksız olduğuna dayanamamıştır.Kaçmakla bir bakıma bütun dünyayı suçlamaktadır belki de.Böyle bir toplumun içinde yaşayamayacağını anladığı için kaçmaktan başka çare bulamamıştır."/Oğuz A.
  *sahteliğin içindeler çünkü kendi duygularının gerçeğini yeniden bulabilmek için ,onları yoracak sürekli  bir çaba gerekiyordu.



                                                                              31212\ec|