Bir adamın hayata getirildiğini gördüğümü sandım.
Bu gece oturup kader hakkında düşünüyordum. Sizce kader;
eninde sonunda o kişiyi karşımıza çıkarıyor muydu? Mükemmel erkeği. Yoksa
sadece biz o mükemmel erkeğin geleceği günü hayal ederek mi yaşıyorduk.
Hayatımıza kaç tane mükemmel erkek olarak sınıflandırdığımız adamlar girdi ve
biz onları kaç kere mahvettik. Ya da bir şekilde onlar mükemmel erkeklikten
kaçış yollarını bulmuşlardı. Hayatımızın nasıl yönlenebileceği konusunda hiçbir
zaman sorumlu olmadık. Her şey önceden
belirlenmiş, yıldızlara yazılmış. Ve biz buna kader adını vermişiz. Belkide bu
yüzden yıldızları göremediğimiz bir yerde yaşayınca kadere inanmak zorlaşıyordu
ve aşk hayatımız rastgeleymiş gibi geliyordu bize. Ve her mükemmel erkeğimiz, her öpüşmemiz, her
kalp kırıklığımız daha önceden kozmik bir dünyadan gelmiş olsa bile, arada
yanlış bir adım atıp, kendi saman yolumuzdan veya kuyruklu yıldızımızdan sapmamız
mümkün müdür? Hata yaptığımızda
kaderimizin o sapağını kaçırmış mı oluyorduk, yoksa kaderimizi baştan mı
yazıyorduk. Belkide kaderimizi belirleyen hatalarımız idi. Onlar olmasaydı
hayatımızı tam olarak ne şekillendirebilirdi ki? Belkide yolumuzdan hiç şaşmamak, aşık
olmamak, ve olduğumuz gibi olmazsak nasıl kadere inanabilirdik. Ne de olsa
mevsimler değişirdi. Dünya da öyle, insanlarda..insanlar daima gelir ve gider.
ec|14-onlyone-thecomet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder