26 Haziran 2014 Perşembe

Only One



     Bir adamın hayata getirildiğini gördüğümü sandım.

            Bu gece oturup kader hakkında düşünüyordum. Sizce kader; eninde sonunda o kişiyi karşımıza çıkarıyor muydu? Mükemmel erkeği. Yoksa sadece biz o mükemmel erkeğin geleceği günü hayal ederek mi yaşıyorduk. Hayatımıza kaç tane mükemmel erkek olarak sınıflandırdığımız adamlar girdi ve biz onları kaç kere mahvettik. Ya da bir şekilde onlar mükemmel erkeklikten kaçış yollarını bulmuşlardı. Hayatımızın nasıl yönlenebileceği konusunda hiçbir zaman  sorumlu olmadık. Her şey önceden belirlenmiş, yıldızlara yazılmış. Ve biz buna kader adını vermişiz. Belkide bu yüzden yıldızları göremediğimiz bir yerde yaşayınca kadere inanmak zorlaşıyordu ve aşk hayatımız rastgeleymiş gibi geliyordu bize.  Ve her mükemmel erkeğimiz, her öpüşmemiz, her kalp kırıklığımız daha önceden kozmik bir dünyadan gelmiş olsa bile, arada yanlış bir adım atıp, kendi saman yolumuzdan veya kuyruklu yıldızımızdan sapmamız mümkün müdür?  Hata yaptığımızda kaderimizin o sapağını kaçırmış mı oluyorduk, yoksa kaderimizi baştan mı yazıyorduk. Belkide kaderimizi belirleyen hatalarımız idi. Onlar olmasaydı hayatımızı tam olarak ne şekillendirebilirdi ki?  Belkide yolumuzdan hiç şaşmamak, aşık olmamak, ve olduğumuz gibi olmazsak nasıl kadere inanabilirdik. Ne de olsa mevsimler değişirdi. Dünya da öyle, insanlarda..insanlar daima gelir ve gider.



ec|14-onlyone-thecomet

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder